Türk medeni kanununda en büyük en geniş ve en kapsamlı hukuk dalı Aile Hukukudur. Aile Hukuku dendiği zaman sadece boşanma davalarını düşünmek yanlış olur. Zira boşanma, Aile Hukuku konusunda geniş ve kapsamlı bir alanı kaplamış olsa da, aile hukukunda ve aile yapısında meydana gelen birçok uyuşmazlıklar da Aile Hukukunun kapsamına girmektedir. Bunlara en yakın örnek olarak velayet konusunda açılan davalar, nafakaya ilişkin davalar, babalık konusunda açılan davalar, evlat edinme ile ilgili açılan davalar ve iddet müddetinin kaldırılması konusunda açılan davaları sayabiliriz.
BOŞANMA
En kısa ve öz hali evlilik birliğinin sona erdirilmesi için açılan davadır. Kanunumuzda boşanma sebepleri açıkça belirtilmiştir. Ancak kanunda belirtilen sebepler dışında boşanma davası açılamayacağı gibi açılan dava neticesinde de boşanma kararı da verilemez. Boşanma sebepleri kural olarak özel ve genel boşanma sebepleri olarak ikiye ayrılmaktadır.
ANLAŞMALI BOŞANMA
Boşanma kararı alan tarafların, boşanma ilamına konu olacak şekilde usulüne uygun olarak hazırlanan bir protokol ile her konuyu tek tek açıklamak sureti ile ve ileride icrasına engel olmayacak şekilde karar altına almalarıdır. Nitekim, icrası mümkün olmayan hususların boşanma protokolünde bulunması durumunda hakim söz konusu protokolü kabul etmeyecek ve boşanma kararı vermeyecektir. Hazırlanan protokol, anlaşmalı boşanma davasının dilekçesine eklenerek mahkemeye ibraz edilir. Usulüne uygun olması durumunda hakim, bu protokol çerçevesinde tarafların boşanmalarına karar verir. Uygulamada anlaşmalı boşanma için duruşma günleri çekişmeli boşanmaya nazaran çok daha erken verilmektedir.
Boşanma kararının istinaf edilmemesi veya tarafların birlikte istinaftan feragat dilekçesi vermesi durumunda karar kesinleşir. Kesinleşen boşanma kararı Aile Mahkemesi (aile mahkemesi yok ise asliye hukuk mahkemesi) tarafından ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilmektedir.
Anlaşmalı boşanma davalarının tüm sürecinde, tarafların boşanma sürecini doğru ve hızlı bir şekilde yönetmeleri ve hak kaybına uğramamaları için mutlak surette bir avukatın hukuki yardımına ihtiyacı bulunmaktadır.
ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVALARI
Kanunumuzda açık olarak belirtilen, hayata kast etmek, pek kötü veya onur kırıcı davranış sergilenmesi, haysiyetsiz olarak yaşam sürme, müşterek konutu terk etmek, cinsel sadakatsizlik, akıl hastalığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması, müşterek hayatın yeniden kurulamaması gibi sebeplerden dolayı veya evlilik birliğini sona erdirmek konusunda tarafların anlaşmaya varamaması ya da anlaşma olsa bile evlilik birliğinin kurulmasının sonrası bir yıl bile geçmeden eşler çekişmeli boşanma davası açma hakkına sahiptir. Kural olarak çekişmeli boşanma davası tek taraflı açılabilir ancak karşılıklı açılabilmesinde de herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Bu davalar kişilere has dava türleri olduğu için dava dilekçesi, tanık bildirimi ve diğer delillerin seçilmesi ve mahkemeye sunulması dava sonucunu oldukça önemli ölçüde şekillendirdiği gibi davanın seyrini etkileyecektir. Günümüzde teknolojinin oldukça ilerlemesi de, bu tür davalarda dijital delillerin özellikle ceza davalarında olduğu gibi önem teşkil etmesinin önünü açmıştır. Çekişmeli boşanma davalarında en önemli hususlardan biri, dava dilekçesinin hazırlanmasında eş, dost, akraba, tanıdık gibi kişilerden hukuki yardım almak ve dilekçe yazmak gibi bir hataya düşülmemeli, alanında uzman bir boşanma avukatından hukuki destek alınması hak ve menfaatlere halel gelmemesi açısından son derece önemlidir.
EVLAT EDİNME
Evlilik birliği içerisinde müşterek çocukları dünyaya gelmiş veya gelmemiş kişilerin Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen şartları bulundurması durumunda bir çocuğu nüfusuna kaydettirme işlemine Türk hukuk sistemimizde evlat edinme denir. Anne ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler doğal olarak evlat edinene geçer. Evlat edinilen çocuk (evlatlık), evlat edinenin kişilerin mirasçısı konumuna geçmektedir. Evlatlık reşit değil ise, evlat edinenin kişinin soyadını alır. Evlat edinen kişi eğer talep ederse evlatlık alınan çocuğa yeni bir ad verilebilir. Reşit olan evlatlık, evlat edinme sırasında isterse evlat edinenin soyadını kullanabilir.
AİLE KONUTU
Tarafların birlikte yaşadığı konut aile konutu olarak adlandırılır. Aile konutu sadece bir konuttur. Eşlerin birden fazla konutu bulunması halinde bu konutlar aile konutu dışında adlandırılmaktadır. Aile konutu olan taşınmaza tapu kütüğünde aile konutu şerhi işlenmesi, eşlerin birbirinden habersiz olarak bu konutu satma, devretme gibi işlemleri yapmasının önüne geçmektedir. Bu konu ile ilgili daha detaylı bilgi ilgili sitemizdeki makalemizde mevcuttur.
SOYBAĞI
Bir kişi ile onun üst soyu olan kişi arasındaki biyolojik ve doğal bağlantı türüne soy bağı denir. Soy bağı çocuk ile anne ve baba arasındaki bağlantıyı işaret etmektedir. Doğal soy bağı ve yapay soy bağı olmak üzere ikiye ayrılır. Doğal soy bağı çocuklar ile anne ve baba arasında doğum ile meydana gelir ve kendiliğinden kurulur. Yapay soy bağı ise doğumla kurulamayıp hukuki bir işlem sonucunda oluşmaktadır.
NAFAKA
Boşanma davası aşamalarında, yoksulluğa düşecek olan eş ve çocuğun veya çocukların bakımı için eşlerden birinin diğer eşe ödemesi gereken ücrete nafaka adı verilir. Mahkemece, boşanma davası içerisinde eş ve çocuk veya çocuklar için tedbir nafakası, boşanma sonucunda ise eş için yoksulluk nafakası, çocuk için iştirak nafakası olarak karar verilir.
TEDBİR NAFAKASI
Boşanma davası sırasında mahkeme hakimi tarafından, taraflardan yoksul duruma düşecek olan eş ve varsa çocuk veya çocukların bakımı için dava bitinceye kadar eşlerden birinin diğer eşe ödemesi gereken paraya tedbir nafakası denir.
YOKSULLUK NAFAKASI
Boşanma davasının sona ermesi ile birlikte yoksulluğa düşen tarafa diğer eş tarafından ödenecek olan ve mahkeme hakimin takdir ettiği tutara yoksulluk nafakası denir.
İŞTİRAK NAFAKASI
Boşanma kararının verilmesi ile var ise çocuk veya çocukların bakım, eğitim ve diğer ihtiyaçları için çocuğun velayetinin verildiği taraf lehine mahkeme hakimi tarafından takdir edilen nafakadır.
YARDIM NAFAKASI
Ödenmemesi halinde yoksulluk ve muhtaç kalma gibi durumlar ile karşı karşıya gelecek olan kişilere ödenen nafaka türüdür. Bu nafaka eğitimine devam eden 18 yaşını geçmiş çocuklara, yetişkinler tarafından anne ve babaya ödenebilir.