arabuluculuk

Arabuluculuk müessesesi nedir?

Arabuluculuk tam olarak; arabuluculuk yoluna başvuran tarafların serbest olarak karar verebilecekleri işler ve işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıkları ve bu uyuşmazlıkların çözümlenmesi amacıyla uzman olarak eğitim almış olan tamamen tarafsız ve tamamen bağımsız bir üçüncü kişinin katılımı ve yardımı ile ihtiyari olarak veya zorunlu olarak yürütülen mahkeme dışı bir çözüm yöntemidir.

Kimler arabulucu olarak görev ?

Öncelikle hukuk fakültesi mezunu olup meslekte tam olarak beş yılını doldurmuş olan, arabuluculuk ile ilgili temel bilgi konularında, iletişim yöntemleri, müzakere yöntemleri, her türlü uyuşmazlık yöntemleri ve ayrıca davranış psikolojisi konusunda teorik ve pratik bilgileri içeren eğitimleri tamamlamış ve adalet bakanlığı tarafından yapılan yazılı sınavda başarılı olmuş ve  adalet bakanlığı arabuluculuk siciline kayıtlı kişilerce yapılır.

Arabulucu olan kişi görevini şahsen, özen içerisinde, tamamen tarafsız ve eşit davranarak yerine getirmelidir. Arabulucunun tarafsızlığından şüphe edilen bir durum mevcut ise bunu arabuluculuğa başvuran taraflara bildirme yükümlülüğü söz konusudur.

Bir uyuşmazlıkta arabulucu olarak görev alan bir avukat,  arabuluculuk süreci sonrası tarafların ikame ettiği davada hiçbir tarafın avukatı olarak davada görev yapamaz.

Arabuluculuk müessesesine başvurmak taraflara nasıl avantaj sağlar?

Öncelikle bilinmesi gereken şey, arabuluculuğun dava açmaya göre son derece süratli bir çözüm olup, arabuluculuğa başvuran taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığı net ve tamamen uygulanabilen bir yol olarak çözüme kavuşturması sebebi ile mahkeme gibi gayet güvenli bir çözüm yolu olmasıdır.

Arabuluculuk çözüm yoluna temel olan ilkeler hangileridir ?

Arabuluculuk çözüm yolunun tamamen İradi olması ve eşit olması ilkesi: Başvuran tarafların, arabuluculuk sürecini devam ettirmek ve sonuçlandırmak veya arabuluculuk sürecinden vazgeçmek konusunda serbest olmaları.  Ancak bu serbestliğin istisnası olarak iş kanunu madde 18/A hükmü ile  birlikte getirilen ve zorunlu olan dava şartı olan arabuluculuk ve yine bir takım ticari davalara getirilmiş olan mecburi arabuluculuk ve son olarak getirilen tüketici hukuku konusundaki uyuşmazlıklara getirilen mecburi dava şartı arabuluculuk olarak tanımlarız. Bu bahsedilen hukuki uyuşmazlıklarda tarafların serbest olarak hareket etmesi veya dava açması söz konusu değildir. Mecburi olarak arabuluculuk yoluna başvurmaları gerekmektedir.

Gizlilik İlkesi: Arabuluculuğa başvurmuş olan taraflarca aksi konuda karar kılınmadıkça arabulucu, yürütülmekte olan arabuluculuk faaliyetleri çerçevesinde kendisine sunulmuş olan veya başka bir şekilde elinde olan bilgi ve belgeler Ve diğer kayıtları mutlaka gizli tutmakla yükümlüdür. Bu riayet edilmemesi halinde tarafların şikayetine bağlı olmak kaydı ile cezai bir yaptırım da mevcuttur.

Arabuluculuk sürecinde sunulan beyan ve bu süreçte sunulan belgelerin kullanılamama İlkesi:  Başvuru yapan taraflar, arabulucu ve arabuluculuk yoluna girenler de dâhil üçüncü bir şahıs, söz konusu anlaşmazlık ile ilgili olarak mahkemede hukuk davası açmış veyahut alternatif olarak tahkim yoluna başvurmuş ise, kanunda tek tek sayılan beyan veya belgeleri delil olarak ileri süremez ve ayrıca bu belgeler hakkında asla ama asla tanıklık yapamaz. Söz konusu bu beyan ve belgelerin dosyaya sunulması kanun koyucu tarafından yasaklanmasına rağmen taraflardan biri aksine hareket ederek mahkemeye sunmuş bile olsa kesinlikle bu belgeler mahkeme tarafından karara etki edecek şekilde esasa etki edemez.

Söz konusu belge ve beyanlar ancak kanun hükmü tarafından emir edilmiş ise veya arabuluculuk müessesesi sonunda anlaşılan hususların uygulanması ve icrası konusunda gerekli olduğu biçimde açıklanabilir ve ancak bu şekilde kullanılabilir.  Mesela arabuluculuk sonrası anlaşma sağlanır ise fakat bu anlaşmaya uyulmaz ise  bu durumda bu belge ve beyanlar anlaşılan hususların icrasında kullanılabilmektedir.

Hukuk davalarında ne tür anlaşmazlıklar için arabuluculuk müessesesine başvurulabilir?

Kurak olarak arabuluculuk, başvuran tarafların uyuşmazlık konusunda serbestçe karar verebilecekleri tüm konular için uygulanabilmektedir. Günümüzde özellikle, ticari anlaşmazlıklar, iş hukuku konusundaki kıdem ve ihbar tazminatları anlaşmazlıkları ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi, iş hukukundan kaynaklı maddi ve manevi tazminat davaları gibi anlaşmazlıklar konusunda arabuluculuk yoluyla çözüm aranabilir.

Fakat şunu kesinlikle belirtmek gerekir ki, konusu suç teşkil eden fiiller ve bu fiillerden doğan anlaşmazlıklar arabuluculuk yoluyla değil; Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanununa göre uzlaştırma veya uzlaşma hükümleri uygulanmak sureti ile her adliyede bulunan savcılıklardaki uzlaştırma büroları vasıtası ile çözülmektedir.

Arabuluculuk müessesesi, “zorunlu arabuluculuk yöntemi” ve “ihtiyari arabuluculuk yöntemi” olarak ikiye ayrılır:

Zorunlu Arabuluculuk Müessesesi

Kanunda sayılı bazı uyuşmazlıklar konusunda dava açmadan önce muhakkak arabuluculuk yoluna başvurma zorunluluğu bulunmaktadır. Zorunlu arabuluculuk müessesesi, anılan uyuşmazlıklar için dava şartı olarak belirlenmektedir. Bunun gibi anlaşmazlıklar için arabulucuya gitmeden önce açılmış olan dava, dava şartının bulunmaması sebebi ile reddedilmektedir. Örneğin Ticari davalar ve iş hukukundan kaynaklanan davalarda bazı talepler (kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai alacakları, ücret alacakları vb.) ve ayrıca son olarak yürürlüğe giren tüketici hukuku konusundaki anlaşmazlıklar için zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir.

Ticaret Hukukunu ilgilendiren Davalarda mecburi Arabuluculuk: Hukuk sistemimizde 6102 sayılı TTK’nun 5/a maddesi gereğince ve kanunun 4. Maddesin ile belirtilen tüm ticari davalar ve diğer özel kanunlarda bulunan ticari davalar, konusu belirli bir miktar ücretin ödenmesi olan alacak ve tazminat davaları hakkında dava ikame etmeden önce arabuluculuk müessesine başvurma zorunluluğu dava şartıdır. Şöyle ki, bu başvuru yapılmaz ise açılan davalar başvuru şartı eksikliği sebebi ile reddedilecektir.

İş Hukuku alanında Zorunlu dava şartı Arabuluculuk: İşçi ve işveren uyuşmazlığı olarak sık sık görülen yıllık izin ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağı, ücret alacağı vb. işçilik alacakları konusu ile ihbar tazminatı ve  kıdem tazminatı gibi tazminatlardan kaynaklanan anlaşmazlıklar 01.01.2018 tarihi itibariyle zorunlu olarak arabuluculuk yolu ile çözülmesi gerekmektedir.

Yani İşçi ve işveren arasındaki hukuki sorunu çözmek için ilk olarak zorunlu olan arabulucuya başvuru şartını yerine getirmek mecburiyetindedir. Arabuluculuk yoluna başvurmaksızın açılan davalar “dava şartı yokluğu” nedeniyle usulden reddedilecek ve zaman kaybına yol açacaktır.

Fakat bir hususu önemle aktarmak gerekir ki; kanundan kaynaklanan iş kazaları ya da meslek hastalığından kaynaklanan tazminat talepleri davaları ile bunlara ilişkin tespit,  itiraz davaları ve rücuen tazminat davalarında arabuluculuk müessesesine başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu direk olarak dava yolu ile iş mahkemesine açılmaktadır.

Tüketici hukuku konusundaki anlaşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk yolu: Hukuk sistemimize 08.07.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a “Mecburi Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile girmiştir. Bu kanun sonrası anlaşmazlık miktarı 10.390 TL ve daha fazla olan ve istisna kapsamında bulunmayan tüketici davaları da zorunlu arabuluculuk kapsamına girmiştir. Bu uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuk yoluna başvuru yapılması ise dava şartı haline getirilmiştir. Bu kapsamda, arabuluculuk müessesesine başvurmadan direkt olarak dava ikame edilmesi halinde dava usulden reddedilecek ve tüketiciler hak kaybına uğrayacaktır.

İhtiyari Çözüm olarak Arabuluculuk

İhtiyari çözüm olarak arabuluculuk, bu yola başvuran tarafların herhangi bir arabulucu konusunda anlaşıp, bir arabulucu seçtiklerini arabuluculuk bürosuna bildirerek aralarındaki uyuşmazlığın seçtikleri arabulucu tarafından çözümü için dava ikame etmeden önce bu yola başvurmalarıdır.

Arabulucu için başvurma Süresi ne kadardır?

Anlaşmazlık ile ilgili taraflar, gerek dava öncesi ve gerek ise dava ikame edildikten sonra bir arabulucuya başvurmak hususunda kendi kendilerine anlaşabilir. Bu sebep ile, her iki taraf arabulucuya başvuru hususunda anlaşır ise anlaşmazlığın her aşamasında arabulucuya başvurulabilmekte özgürdür.

Ancak anlaşma olmaması ve dava açılması halinde, mahkeme hakimi tarafları uyuşmazlık konusunda arabuluculuk yoluna başvurabilecekleri konusunda bilgilendirir. Başvuru için karşı tarafa iletilen teklif, her halükarda 30 gün içerisinde olumlu bir şekilde cevap bulmaz ise reddedilmiş olarak kabul edilecektir.

İkame edilen dava sonrası eğer taraflar birlikte arabulucuya başvurmak istediklerini mahkeme hakimine beyan eder ise yargılama, üç ayı geçmemek şartı ile ertelenir. Söz konusu süre, tekrardan tarafların mahkeme hakimine birlikte başvurusu sonrası üç ay kadar uzatılabilmektedir.

Arabuluculuk müessesesinde görüşmeler nasıl ilerler ?

Kural olarak arabulucunun sicile kayıtlı olması ve tarafların kendi hür iradesi ile seçilir. Anlaşmazlığın tarafları arabulucu olarak kim ile çalışmak ister ise onun ile anlaşmazlığın çözümü konusunda çalışabilir.

Arabulucu öncelikle, arabuluculuk sürecine dahil olan herkese kesin olarak tarafsız ve mutlaka eşit olarak davranmak mecburiyetindedir. Arabulucu kesin olarak, tarafsızlığı hakkında şüphe doğuracak iş ve işlemler ile bu konudaki tutum ve hareketlerde bulunamaz.

Arabuluculuk faaliyeti başlar başlamaz, arabulucu süreç hakkında tarafları mutlaka bilgilendirmek ve aydınlatmak zorundadır.

Arabulucu kural olarak taraflar ile ayrı ayrı görüşebilir veya her iki tarafla ortak olarak da görüşebilir. Burada mühim olan tarafların hak ve menfaatlerinin dengede tutulması, anlaşmazlığın çözümü için en mantıklı metot ile bir nevi hakemlik görevi üstlenilmesidir. Uyuşmazlığın tarafları, arabuluculuk görüşmelerine vekilleri veya yasal temsilcileri ile birlikte katılabilme şansına sahiptir.

Arabulucunun, mahkemelerde olduğu gibi tanık dinleme, bilirkişi raporu alma veya keşif yapma gibi yetkileri bulunmamaktadır.

Arabulucu, arabuluculuk görevini kendisi yerine getirmek mecburiyetindedir. Tarafsızlığından şüphe edilecek bir durumun meydana gelmesi halinde arabulucu, tarafları bu konu ile ilgili bilgilendirmek zorundadır.

Arabulucu kural olarak, görev yaptığı anlaşmazlık ile ilgili olarak ikame edilen davada, arabuluculuk sürecinin bitmesi sonrası bilirkişilik veya avukatlık yapamamaktadır.

Arabuluculuk sürecinin bitmesi ile arabulucu, uyuşmazlık ile ilgili belgeleri ve düzenlenen tutanağı 5 yıl süre ile saklamak mecburiyetindedir.

Anlaşmazlığın tarafları sürece özgür iradeleri ve her iki tarafın da eşit olduğu haklar ile katılırlar. Arabuluculuk sürecinde tüm taraflar, bu süreçte ileri sürülen ifade ve belgelerin kesinlikle gizli tutulmasını sağlamak mecburiyetindedir. Arabuluculuk faaliyeti devam ederken sunulan belgeler ve beyanlar, dava açılan mahkemelerde veya tahkim süreci içerisinde delil olarak hiç kimse tarafından kullanılamaz.

Arabuluculuk süreci bittikten sonra tarafların anlaşması veya anlaşamaması sonrası neler yapılır?

Arabuluculuk görüşmeleri sona erince, uyuşmazlığın tarafları anlaşılan veya anlaşmaya varılamayan konuları son bir tutanak ile belgelendirir ve imza altına alır.

Arabuluculuk sonrası uyuşmazlığın tarafları anlaşamaz ise bir ‘’anlaşamama tutanağı’’ tertip edilir. Bu tutanak ile söz konusu anlaşmazlık konusunda davanın açılacağı mahkemeye sunmak sureti ile dava açılabilmektedir.

Şayet anlaşmazlığın çözümü hususunda bir anlaşmaya var ise, arabulucu bu anlaşmanın her ayrıntısını yazılı hale getirmek mecburiyetindedir. Arabuluculuk kanunu, anlaşılan konuların yer aldığı evrakı “anlaşma belgesi” olarak tarif eder. Bu anlaşma belgesi, taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır ve artık tamamen geçerli olan bir hukuki değer kazanır.

Tarafların tuttuğu anlaşma tutanağı tek başına icra edilebilir nitelikte midir?

Uyuşmazlığın ve vekilleri ile arabulucunun ortak olarak imzaladıkları anlaşma belgesi, tek başına icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın karar hükmünde belge sayılır. Ancak bu belge, başvuru yapılan arabuluculuk merkezinin bağlı olduğu sulh hukuk mahkemesinde icra edilebilirlik şerhi aldıktan sonra mahkeme kararı gibi işlem yapmaya haiz bir ilamdır.

Mecburi dava şartı arabuluculuk yolunda masraflar kim tarafından karşılanır?

Dava şartı mecburi arabuluculukta; arabuluculuk faaliyeti bitince anlaşmaya varılması durumunda anlaşma gereğince taraflarca ödenmek, anlaşmaya olmaması hâlinde ise dava sonrası haksız çıkacak taraftan tahsil olunacağı bildirilerek Adalet Bakanlığı bütçesinden derhal karşılanır.

Bir diğer başvuru yöntemi olan ihtiyari arabulucunun ücreti kim tarafından ve nasıl ödenir?

Kural olarak arabulucu, verdiği hizmet karşılığında bir ücrete hak kazanır. Taraflar aksini kararlaştırmamış ise; ücret, arabuluculuk görüşmelerinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesi uygulanmak sureti ile belirlenmektedir.

Anlaşma belgesinde aksi taraflarca kararlaştırılmamış ise arabulucunun ücreti eşit olarak karşılanır.

ÜST