ceza hukuku

Tanım olarak ceza hukuku, bir kişi veya kişiler hakkında savcılıkların ve savcılar tarafından yürütülen soruşturmalar neticesinde açılan bu fiillerin o kişi veya kişiler tarafından yapıldığı düşünülen ya da iddia edilen suç veya suçlar hakkında kamu adına yargılamanın yapılmasıdır. Kural olarak suç işlediği iddia edilen kişi veya kişiler aleyhine olayın gerçekleştiği yerleşim yeri savcılıkları tarafından soruşturma başlatılır. Cumhuriyet savcısı eli ile kamu davasının açılmasına gerek olmadığına ya da kamu davasının açılmasına yani kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi sonucunda kişi veya kişiler hakkında ceza davası açılmaksızın soruşturma aşaması son bulacaktır. Ancak Cumhuriyet savcısının ilk olarak soruşturma aşamasında hazırlamış olduğu iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi durumunda soruşturma aşaması sona erecek ve kamu davası yani bir diğer deyişle kovuşturma aşaması başlamış olacaktır.

Türkiye’de ceza davalarına bakmak için genel görevli mahkemeler olarak asliye ceza mahkemesi ve ağır ceza mahkemeleri görevlidir. Nitekim özel olarak görevli olan mahkemeler ise çocuk ceza mahkemeleri, çocuk ağır ceza mahkemeleri ve fikri ve sınai haklar ceza mahkemeleridir.

Ceza Davası Türlerini neler oluşturur

Ülkemizde Ceza davalarına bakan genel mahkemeler iddia edilen fiilin işlendiği yer asliye ceza mahkemesi ve bu yerde bulunan ağır ceza mahkemesidir. Genel görevli olan mahkemeler konusunda ayrım, ceza kanununda o suça özel belirtilen cezanın ayrımına göre ayrılır. Kural olarak Ağır ceza mahkemesi, asliye ceza mahkemesine nispeten daha ağır suçlara bakmakla görevli olan mahkemelerdir. Bu mahkemelerde uyuşturucu ticareti, kasten adam öldürme, terör suçları, cinsel saldırı gibi ağır cezayı gerektiren suçların kovuşturması yapılmaktadır.

Asliye Ceza Mahkemesi

Ağır Ceza Mahkemelerinin görevine alanına girmeyen ve bir nebze daha hafif cezaları kapsayan suçların kovuşturulmasına bakmakla görevli mahkemelerdir. 10 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren davalar ve bu davalara ilişkin işlere bakmakla görevli mahkemelerdir. İşlendiği iddia edilen fiilin cezasının sınırı esas alınırken, Türk Ceza Kanununda o suç için belirlenen hapis cezasının üst sınırı baz alınacaktır. Asliye ceza mahkemelerinin görevine giren davalarda, nispeten hafif cezalar öngörülmektedir. Bu mahkemelerde, tek hakim görevli olup duruşmalarda savcı bulunmamaktaydı. Ancak yapılan son düzenleme ile yeniden Cumhuriyet Savcılarının Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmalara katılacağı belirtilmiştir.

Ağır Ceza Mahkemeleri

İşlendiği iddia edilen fiil veya fiiller adına belirlenen hapis cezasının üst sınırı 10 seneden fazla olan tüm suçlarda görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Asliye ceza mahkemesinin görevine girmeyen suçlara da bakmakla görevlidir. Ayrıca, Asliye Ceza Mahkemelerinde verilen ‘’Hükmün açıklanmasının geri bırakılması’’ kararlarında itiraz merci olarak görev yapar. Söz konusu HAGB kararına yapılan itirazları Ağır Ceza Mahkemeleri inceler ve karara bağlar.

Ağır ceza mahkemesi tek hakimden oluşan mahkeme değildir, iki üye ve bir başkan olmak üzere üç hakim bulunmaktadır. Bunun yanında duruşmalarda kamuoyu adına savcı da bulunmakta ve mütalaa bildirmektedir.

Çocuk Mahkemesi

Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevine giren suçlarda ve on sekiz yaşından küçük çocukların işlediği iddia edilen suçlar adına görevli mahkemeler, çocuk mahkemeleridir. Çocuk mahkemelerinde, yaşı nedeniyle küçük olan çocuğa suça sürüklenen çocuk (SSÇ) olarak hitap edilmektedir. Çocuk mahkemesi tek hakimli bir mahkeme olup duruşmalarda savcı bulunmamaktadır. Davanın görüldüğü adliyede Çocuk Mahkemesi bulunmaması halinde bu davalara da Asliye Ceza Mahkemesi bakar ve bu davalarda Çocuk Mahkemesi sıfatı ile görülür. Ayrıca bu davaların duruşmaları kapalı olarak yapılır. Bu duruşmalar aleniyet ilkesinin istisnasıdır.

Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi

Normal şartlarda Ağır ceza mahkemesinde yargılanması gereken, isnat edilen fiillerin işlendiği iddiasında bulunulan on sekiz yaşından küçük olan kişiler çocuk ağır ceza mahkemesinde yargılanır. Çocuk ağır ceza mahkemesi, bir başkan iki üyeden oluşmaktadır. Çocuk ağır ceza mahkemesinde duruşmalarda savcı da bulunmaktadır.

Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi

Fikri mülkiyet suçların yargılanması, fikri ve sınai haklar ceza mahkemesinde yapılmaktadır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda belirlenen suçlar ile ilgili yargılama yapılmaktadır. Fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi, tek hakimlidir. Duruşmalarda savcı bulunmamaktadır.

Ceza Davası Nasıl ve kim tarafından Açılır?

Ceza davası açılmadan önce ilk olarak soruşturma aşaması savcılar tarafından yürütülecektir. Cumhuriyet savcısı, kişi veya kişiler hakkında yapılan suç duyurusu ile soruşturmaya başlayacak ve iddiaları değerlendirecek, akabinde delilleri toplayacak ve soruşturma aşamasını devam ettirecektir. Savcı, şikâyete tabi suçlarda, kendiliğinden soruşturma yürütemez. Şikâyete tabi olmayan suçlarda ise Cumhuriyet Savcıları soruşturmayı kendiliğinden yürütebilmektedir.

Cumhuriyet savcısı, ilgili birimlerden bilgileri ve delilleri toplar ve iddia edilen fiilin şüpheli tarafından işlendiğine kanaat getirir ise iddianame düzenler ve iddianame ceza mahkemesine tevdii edilir. Ceza mahkemesi tarafından iddianame incelenir, inceleme sonrasında iddianameyi kabul ettiği anda kovuşturma aşaması başlayacaktır. Ceza mahkemesine gelen iddianamenin incelenme süresi, iddianamenin mahkemeye verilmesinden itibaren 15 gündür.

İddianame gönderilen Mahkeme, iddianameyi kabul eder ise duruşma günü belirler, bunu taraflara gönderir. Duruşma, ceza davasında önemli bir aşamadır. Taraflar mahkemeye davet edilir, duruşma gününde tarafların beyanları alınır ve yargılama aşamasında önemli kararlar alınır. Duruşmaya mazeretsiz gelinmemesi halinde zorla getirme kararı alan mahkeme, duruşmaya gelmeyen kişi veya kişileri kolluk marifeti ile getirir.

Ceza Davası Sorgulama

Kişi kendisi hakkında dava açılmış mı, dava açılmış ise hangi aşamada ve hangi mahkemede olduğuna dair bilgileri dava sorgulama sistemi ile öğrenilebilmektedir. Kişinin savcılıkta, asliye ceza mahkemesinde ya da ağır ceza mahkemesinde taraf olduğu bir dosya olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olabilir. Kişi, e-devlet üzerinden ceza davası sorgulama yapabilmekte, taraf olduğu dosyayı görebilmektedir.

E-devlet sisteminde, UYAP üzerinden dava dosyası kayıtlı değil ya da dava dosyası görünmüyor ise kişi, adliyeden sorgu yaparak taraf olduğu dosya olup olmadığı hakkında bilgi alabilecektir. Kişi hakkında soruşturma başlatılmış ya da dava açılmış ise sorgu esnasında dosya numarasını da öğrenebilecektir. Taraf olduğu dosyanın numarasını öğrenen kişi, dosyanın bulunduğu mahkeme ya da savcılık bürosunda dosyaya ilişkin ayrıntılı bilgi alabilecektir.

Ceza Dava Dosyasının Bir Sureti Nasıl Alınır?

Kişiler taraf oldukları dosyalar hakkında bilgi alabilme ve dosyanın bir suretini talep edebilme hakkına sahiptir. Dosyada taraf olmayan kişi veya kişiler, dosya hakkında herhangi bir bilgi ya da örnek alma hakkına sahip değildir. Kişi, taraf olduğu dosyanın bulunduğu adliye savcılık bürosundan ya da mahkeme kaleminden dosya örneğini, fotokopisini istediğine dair bir dilekçe ve kimlik fotokopisini dosyaya sunarak dosya fotokopisi talebinde bulunabilir. Dilekçenin sunulması halinde dosyaya dair örnek alabilecektir.

Ceza Dava Dosyalarında Sanık sıfatı ne anlama gelir ?

Sanık, suçlu olduğu iddia edilen ve aleyhine ceza mahkemelerinde yargılama yapılan kişiye verilen addır.

İsnat edilen fiili işlediği iddia edilen kişi hakkında soruşturma başlatılması durumunda kişi, şüpheli sıfatı ile anılacaktır. Savcılık şüphelinin suç işlediği kanaatinde ise şüpheli hakkında iddianame hazırlayacak, bu hazırlanan iddianame ilgili mahkemeye gönderilecektir. Mahkeme tarafından iddianamenin kabul edilmesi ile kişi, şüpheli değil artık sanık sıfatına sahip olacaktır. Özetle suç işlendiği iddia edilen kişi soruşturma aşamasında şüpheli olarak anılırken kovuşturma aşamasına geçilmesi ile birlikte sanık olarak anılacaktır.

Ceza Davasında Mahkeme Süreci Nasıl işlemektedir ?

Savcılık, şikayete tabi suç ise şikayet yolu ile, şikayete tabi değil ise ihbar ya da suç duyurusu ile soruşturma aşamasını başlatmak zorundadır. Ceza davasının ilk aşaması soruşturma aşamasıdır. Savcılık tarafından şüphelinin suç işleyip işlemediğine dair bilgi almak için beyanlar alınacak, ilgili yerlere yazılar yazılacak ve gerekli bilgiler toplanacaktır. Savcı, soruşturma aşamasında araştırma yapacak ve delilleri toplayacaktır. Savcı, suç işlendiği iddia edilen kişinin suçu işlediği kanaatinde ise şüpheli ya da şüpheliler hakkında iddianame hazırlayacaktır. Hazırlanan iddianame, ceza mahkemesine gönderilecektir.

Mahkeme, savcının iddianamesini inceleyecek ve eksiklik var ise eksikliklerin giderilmesi için yeniden savcıya gönderecektir. Savcılık tarafından eksikliklerin tamamlanması halinde ceza davası açılacaktır. Mahkeme tarafından iddianame incelenmesi sonucunda on beş gün içerisinde iddianamenin kabulü yönünde karar verilir ise ceza davası açılmış olacaktır.

Ceza davasının açılmasından sonra kovuşturma aşaması başlamış olacaktır. Kovuşturma aşamasında her iki tarafın beyanları alınacak ve delillerin toplanılmasına ilişkin işlemler yapılacaktır. Deliller toplanmasında, ilgili yerlere yazılması gerekiyor ise ilgili yerlere müzekkere yazılacak, gerekli görülürse dosya bilirkişiye gönderilecek ya da keşif yapılacak, dosyaya konu olan suça ilişkin tanık var ise tanık beyanları alınacaktır. Kovuşturma aşaması sonunda mahkeme varmış olduğu kanaat çerçevesinde sanık hakkında bir karar verecektir. Sanık hakkında verilen karara karşılık itiraz ise itiraz yoluna başvurma, istinaf ise istinaf yoluna başvurulabilecektir. Dosya adına verilen karara itiraz edilmesi halinde kararın kesinleşme aşaması uzamış olacaktır.

İlk Duruşma Ne kadar zaman sonra görülür ?

Mahkeme tarafından savcılık makamı tarafından hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle birlikte mahkeme duruşma günü belirleyecektir. Mahkemenin duruşma günü belirlemesi, iş yoğunluğuna ve dosya durumuna bağlıdır. Her mahkemenin iş yoğunluğu ve duruşma günü birbirinden farklıdır, bu nedenle mahkemenin belirleyeceği duruşma gününe ilişkin bir tarih belirtilemez. Zira büyükşehirlerde dava ve dosya yoğunluğu ilçelere nazaran çok daha fazla olduğundan ilk duruşma gününün tayin edilmesi de buna göre uzun bir süre almaktadır.

Mahkemenin vereceği duruşma günü adına tarih aralığı ancak tahmini olarak verilebilecektir. Uygulamada savcılık tarafından iddianamenin mahkemeye gönderilmesi ve mahkeme tarafından iddianamenin kabul edilmesi halinde duruşma günü genellikle 3-4 ay içerisinde verilebilmektedir. Bazı durumlarda mahkemenin iş yoğunluğuna göre duruşma günü belirlemesi değiştiğinden bu tarih aralığı 1 ay kadar kısa sürerken 7-8 aya kadar uzayabilmektedir.

Ceza Davasında Savunma ne şekilde yapılmalıdır?

Mahkemede sanık olarak yargılanan şahıs, hakim huzuruna çıktığı ilk duruşmada mahkemede savunma yapmak zorundadır. İlk savunma davanın seyri açısından oldukça mühimdir. Sanığın daha önceden sabıkanın olmamasına, mahkeme karşısına çıkmamış olması  durumuna güvenerek ve beraat alırım düşüncesi ile savunmayı dikkate almamaktadır. Sanık, savunmasına özen göstermeli, kendi lehine olan durumları belirtmeli ve mutlak surette avukatı ile strateji belirlemelidir.

Sanık, öncelikle nasıl ifade vermesi gerektiğini, ek savunma isteyip istemeyeceğini, lehine olan delillerin neler olacağını avukatı ile birlikte yargılama aşaması öncesinde konuşmalıdır. Ankara ceza avukatı, sanık lehine olan delillerin toplanılmasını isteyecek, lehine beyanda bulunacak tanıkların dinletilmesi talebinde bulunacaktır. Sanığın hukuki destek alması sanık açısından faydalıdır.

Duruşmalarda Avukat olmadan Savunma yapmak

Sanık, yargılandığı ceza dosyasında avukat ile kendisini temsil ettirmesi, hukuki yardım alması daha doğru olacaktır. Ancak sanığın maddi durumu avukat ile kendisini temsil ettirmeye elverişli değil ise sanık, en azından nasıl bir savunma yapması gerektiğini bir avukata danışarak danışma yardımı alabilir. Bunun yanında kendisini ceza avukatı ile temsil ettirmek istediğini ancak maddi gücünün elvermediğini baroya bildirerek bir avukat talebinde bulunabilir.

Öncelikle sanık, dosyanın bulunduğu mahkemeden dosya örneğini talep ederek dosya fotokopisini almalıdır. Sanık, hangi suçtan yargılandığını, dosyada aleyhine nelerin olduğunu mutlaka öğrenmelidir. Sanık, hangi suçtan yargılandığını mutlaka bilmelidir. Hangi suçtan yargılandığını bilmeyen, dosyada aleyhine nelerin olduğundan habersiz olan sanık savunmasında zayıf olacaktır.

Sanık yargılandığı suçun ne olduğunu araştırmalı, suçun yaptırımının ne olduğu ve nelerle karşılaşabileceğini bilmelidir. Sanık savunması ile beraat alabilir, ceza alacak ise indirim yoluna gidebilir, dava sonucunda yoktan yere ceza almaktan kurtulabilir. Bu nedenle sanık, savunmadan önce dosya hakkında iyi bir bilgi almalıdır. Sanığın vekil tutmak adına ekonomik durumu elverişli değil ise barodan kendisine avukat tayin edilmesi için talepte bulunabilir.

Tutuksuz Yargılanan Kişi Ceza Alır Mı?

Delillerin korunması, şüpheli veya sanığın kaçmasını önlemek amacıyla sulh ceza hakimliği tarafından şüpheli hakkında tutuklama kararı verebilecektir. Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren durumların olması nedeniyle tutuklama nedeni sayılan suçlar kanunda belirtilmiştir.

Tutuksuz yargılanma, yalnızca soruşturma ya da kovuşturma aşamasında kişinin tutuksuz hali ile yargılanmasıdır. Tutuksuz yargılanmasının yargılama aşamasında verilecek olan karara bir etkisi olmamaktadır. Tutuksuz yargılanan kişinin suç işlediğine ilişkin bir kanaat var ise yargılama sonunda mahkumiyetine kararı verilecektir. Tutuksuz yargılanan fakat mahkemenin sonunda vermiş olduğu hüküm ile tutuklanması yönünde kararı verilmesi uygulamada çok fazla karşılaşılmaktadır. Tutuklu olarak yargılanma ya da tutuksuz olarak yargılanmasının mahkemede verilecek olan hükme bir etkisi bulunmamaktadır.

Ceza Davası Vekâlet Ücreti

Ceza davalarında verilen karara göre, avukat lehine vekâlet ücreti kararı verilmektedir. Vekâlet ücreti, her yıl yayınlanan asgari ücret tarifesinde belirlenen avukat ücreti olarak tayin edilmektedir.

Kamu davasına katılma sonrasında sanık hakkında mahkûmiyet ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde katılan vekili lehine vekalet ücretine hükmedilecektir.

Aynı durum mahkeme tarafından beraat kararı verildiği zaman da geçerlidir. Ancak vekâlet ücreti sanık müdafii lehine takdir edilecektir. Sanıklar birden fazla ise ve beraat kararı ortak olan sanıklar müdafine bir vekâlet ücreti olarak takdir edilecektir. Sanıkların her biri avukat tutmuş ise beraat kararının verilmesi halinde ayrı ayrı vekâlet ücreti ödenecektir.

ÜST