Sigorta Hukuku, kendi içinde birçok alt dalı barındıran, kapsamlı ve hayatımızda önemli yer tutan bir alandır. Kısaca sigorta hukuku, sigortacının belirli bir prim ödemesi karşılığında, kişilerin (sigortalının) para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin ya da rizikonun, meydana gelmesi halinde bundan doğan zararları tazmin etmeyi ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi ve diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmeleri ve bu sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükleri inceleyen, ticaret hukuku kapsamına giren bir özel hukuk dalıdır.
Can ve mal sigortaları, genel sigorta, kara ve deniz sigortaları, kasko sigortası, taşıma sigortası, trafik sigortası ve zarar sigortaları gibi çeşitli sigortalar bulunmaktadır. Her sözleşmenin bir poliçesi olur. Buna da sigorta poliçesi denir. Bu poliçede sigorta sözleşmesinin taraflarının sahip olduğu hak ve hükümlülükler gösterildiği gibi, sigortacının sigortalıya teslim etmek zorunda olduğu belgedir.
Genel olarak sigorta hukuku davalarında en sık karşılaştığımız uyuşmazlık, rizikonun (zararın) gerçekleşmesinde sigortalının (sigorta hizmeti satın alan vatandaş) kusurunun olduğu iddiası ile sigorta şirketlerinin poliçede belirtilen teminat bedellerini ödemek istememesidir. Örnek vermek gerekirse, ihtiyaç kredisi çeken bir kişiye hayat sigortası yapılmaktadır. Riziko (vefat) gerçekleştiğinde, hayat sigortasının tarafı olan sigorta şirketi, teminat bedelini ödemekten imtina ederek, gerçekleşen rizikoda kusurlu tarafın kendileri olmadığını, sigortalının salt kendi kusurundan kaynaklı olarak vefat ettiği iddiası ile ödeme yapmaya yanaşmamaktadır.
Sigorta hukuku çok kapsamlı bir hukuk dalı olup içerisinde barındırdığı uyuşmazlıklarda çeşitlilik göstermektedir. Sigorta hukukuna ilişkin diğer dava çeşitleri ayrıntılı bir şekilde sitemiz içerisinde bulunmaktadır.
Tazminat Hukuku ve Otomotiv Hukuku başlıklarında bahsettiğimiz ve Sigorta Hukuku ile iç içe geçmiş tüm davalar ile ilgili hukuk büromuz danışmanlık hizmeti vermektedir.