Son zamanlarda ülkemizde artan kira bedelleri nedeniyle tahliye davaları patlama yapmış durumda. Ancak tahliye davalarının yoğunluğu mahkemelerin rutin işleyişini de yavaşlatmış ve zaten uzun olan duruşma aralıkları daha da uzun hale gelmiş ve tahliye davalarının süreci 1 yıldan daha fazla sürmeye başlamıştır.
Bu duruma alternatif çözüm arayan ev sahipleri kendi üzerlerine olan kiracıların su ve elektrik aboneliklerini kapattırarak tahliye etme yoluna başvurmaktadır. Bugün bu makalemizde size böyle bir durumda kiracının neler yapabileceğini anlatacağız.
Öncelikle ev sahibinin, Ceza Hukuku yönünden sorumluluğu bulunmaktadır. Zira kiracının elektrik, su veya doğalgaz aboneliklerini kiracının izni olmadan kapattırmak Türk Ceza Kanununa göre suçtur. Ceza kanunumuzun 123. Maddesi ‘’kişilerin huzur ve sükûnunu bozma’’ suçunu tanımlar. Bu suçun oluşabilmesi için özel bir maksat aranır. Makalemize konu olayda da ev sahibinin özel maksadı evin tahliye edilmesidir. Bu suçun soruşturması ve kovuşturulması kiracının şikâyeti ile olacaktır.
Özel Hukuk kapsamında ev sahibinin bu eylemi kiracıya maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı tanımaktadır. Çünkü kiracı, yeni bir su aboneliği için güvence bedeli veya farklı isimler altında masraflar yapacaktır. Bu sebeple ev sahibinden maddi tazminat talep etme hakkı doğacaktır.
Diğer bir boyutu ise aboneliklerinin kapatılması nedeniyle kiracı, kişilik değerlerinde oluşacak keder, elem ve üzüntü sebebiyle manevi tazminat davası açabilecektir. Bu tazminatın dayanağı ise Türk Borçlar Kanununun 114. Maddesinin 2. Fıkrasında ‘’haksız fiil sorumluluğuna ilişkin olan hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanabileceği’’ belirtildiğinden manevi tazminat talep edebilecektir.