İşçi ile işveren uyuşmazlıklarında iş mahkemeleri yetkilidir. İş davaları için kanunda özel görevli mahkemelerin olması gerektiği emredilmiştir. Keza bu karar yerinde olup iş davaları kendi içerisinde çok farklı uyuşmazlıklar doğurabilecek bir hukuki uyuşmazlık konularından sadece bir tanesidir.
İş mahkemelerinde güncel olarak en çok karşılaştığımız dava türü işçilik alacakları davası olup bu davanın işçi açısından hak kayıplarının önlenebilmesi için iş akdinin nasıl feshedildiği çok önemlidir.
İşçilik alacaklarının tahsili amacı ile açılan bir davada, iş akdinin feshinin kim tarafından ve hangi nedenle feshedildiği hususu davanın gidişatı açısından dikkat edilmesi gereken bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü işçinin işçilik alacaklarına hak kazandığı ispat edilebilmeli ki alacak değeri belirlenebilsin.
İşçinin işverenin yanında çalışması dolayısı ile hak kazandığı ve işçilik alacaklarının maddi değer olarak büyük bir bölümüne denk gelen kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için işveren tarafından işten çıkartılması gerekmektedir. Yani işçi kendi iradesi doğrultusunda işten ayrılır, istifa ederse kıdem tazminatına hak kazanamayacaktır. Keza aynı durum ihbar tazminatı bakımından da aynı şekildedir. Zira ihbar tazminatı da, işçi ile işveren tarafından, iş akdi kim tarafından feshedilmiş ise diğer tarafa ödenmesi gereken bir tazminat bedelidir.
Bu makalemize konu olan somut olay karşısında Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, iş akdinin feshi hakkında ispat açısından iş whatsapp gurubundaki işçi beyanını esas almış ve işçinin işten ayrıldığını yazmasının istifaya isabet edeceğini ve istifa eden işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağına hükmetmiştir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/11924 E. 2021/16153 K. sayılı ilamı).