Ceza Muhakemesi Kanunumuzda koruma tedbirleri tek tek düzenlenmiştir. Koruma tedbirleri, ceza muhakemesinin amacını yani maddi gerçeğe ulaşmaya giden yolda uygulanan tedbirlerdir. Bu tedbirler kişilerin; kişi özgürlüğüne, konut dokunulmazlığına, vücut dokunulmazlığına ilişkin olabilir. İzah etmek gerekirse koruma tedbirleri, maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için kişilerin özgürlüklerini belirli koşullar altında kısıtlama halidir. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre ‘’arama’’ bunlardan bir tanesidir.
Koruma tedbirlerinin genel amacı meydana gelen olayda delil toplamaktır. Arama adı verilen koruma tedbirlerinde de kişilerin üstleri aranarak bir bakıma vücut dokunulmazlığı ihlal edilmekte ancak bu ihlal hem ceza muhakemesi yasasından kaynaklanmakta hem de maddi gerçeğe ulaşmak bakımından zorunluluk arz eden bir durumdur. Bu nedenle hukuka uygun olarak değerlendirilmektedir. Ancak bazı zamanlarda kolluk kuvvetleri tarafından bu tedbirin sınırları aşılmakta ve kendilerine verilen yetkinin üzerinde yetki aşımı yapılarak arama yapılmaktadır. Elbette ki, kolluk kuvvetinin durdurduğu kişinin üzerini arama yetkisi bulunmaktadır. Fakat bu üst araması kaba bir üst araması olmak zorundadır. Kolluk kuvveti tarafından bu kaba üst aramasının aşılması halinde yetki aşımı meydana gelecek ve elde edilen delil de hukuka aykırı olacaktır.
Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/66 E., 2021/401 K. sayılı ilamı ile ‘’ Dur ihtarına uymayarak kaçan sanığın üstünde yapılan aramada, iç çamaşırında eroin dahi bulunsa, yazılı arama emri veya arama kararı olmadan yapılan üst araması ve elde edilen, hukuka aykırıdır.’’ hükmüne yer vererek Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenen ‘’arama’’ koruma tedbirinin sınırlarını açıkça ortaya koymuştur. Kişinin dur ihtarına dahi uymayarak üstü aransa daha, kaba üst aramasının sınırının aşılması halinde elde edilen delil ceza yargılamasında kullanılamayacaktır.