Son zamanlarda gündemimizi en çok meşgul eden konulardan birisi de kiracılar ve ev sahipleri arasındaki ikili dinamikler. Hukukumuzda hem kiracılara hem de ev sahiplerine kira sözleşmesi kurulması ile beraber çeşitli haklar tanınmış ve borçlar yüklenmiştir.
Bilindiği üzere kiracıların en önemli borcu evin kirasını kira sözleşmesi ile belirlenen tarihte ödemektir. Kira sözleşmesinin ödenmemesi halinde elbette ki kanunumuz ev sahiplerinin başvurabilecekleri yolları çizmiştir. Peki, bu durumda evin maliki oldukları gerekçesi ile ev sahipleri taşınmazın kapı ve kilitlerini kiraya verenin haberi olmaksızın değiştirebilir mi? Bugün makalemizde bu hususa yer veriyoruz.
Kiracıların ev kirasını ödememesi bir temerrüt halidir. Temerrüt bir borcun belirlenen günde hiç ifa edilmemesi ya da gecikmeli ifası olarak karşımıza çıkabilir. Kira ile ilişkin düzenlemeleri içeren Türk Borçlar Kanunu kira bedelinin ödenmemesi halinde kiraya verene sözleşmeyi haklı nedenle feshetme hakkı tanımış durumdadır. Fesih işleminin haklı olabilmesinin şartı ise kiracıya, kiranın ödenmesi için 30 günlük süre verilmesidir. Kira bedelinin geç ödenmesi nedeni ile kiraya verenin başvurabileceği yolları ise; 1 yıl içerisinde 2 kere gecikme yaşanması halinde ihtar çekip kira döneminin sonunda tahliye davası açmak ya da tahliye talepli icra takibi başlatmak olarak 2 şekilde değerlendirebilir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2014/6511 E. 2014/20124 K. sayılı ilamında kira bedelinin alınmaması sebebi ile kiracının oturduğu taşınmazın kapı ve kilitlerini değiştiren ev sahibinin eylemini hakkı olmayan yere tecavüz suçu olarak değerlendirmiştir.
Görüldüğü üzere olayların hukuki boyutlarının bilinmeden hareket edilmesi çoğu zaman haklı olduğumuz durumlarda dahi haksız olmamıza hatta cezalandırılmamıza yol açabilir.
Siz de Kira Hukuku ile ilgili uyuşmazlıklarda iletişim numaramızdan bizi arayarak alanında uzman avukatlarımızdan bilgi alabilirsiniz.