Doktrinde ve Yargıtayca kabul edilen tanıma göre iş kazası, ‘’işçinin, işverenin hakimiyeti altında bulunduğu sırada, onun içi ifa ettiği işten veya iş dolayısıyla dış bir sebeple aniden meydana gelen bir olay sonucu uğramış olduğu kazadır.’’ Bu bağlamda doktrince kabul gören ve mezkur tanım dikkate alındığında, iş kazasının aniden meydana gelen bir olay olduğu görülmektedir.
Haksız fiil nedeni ile manevi tazminata hak kazanılabilmesi için haksız fiil tarihinde taraf ehliyetinin bulunması gerekmektedir. Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip her gerçek kişinin yaşadığı sürece taraf ehliyeti vardır. Kişilik sağ olarak doğumla başlar ve ölümle son bulur. Medeni haklardan yararlanma ehliyeti, ceninin kişilik kazandığı yani sağ olarak doğduğu anda gerçekleşir. Ancak geriye etkili olarak ana rahmine düştüğü andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracak şekilde o hakkı iktisap eder. Yani haksız fiil tarihindeki henüz doğmamış olan çocuk, tam ve sağ olarak doğmak koşulu ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/3188 E. , 2019/5363 K. sayılı ilamı ile, iş kazasında hayatını kaybeden işçinin olay tarihinde henüz doğmamış olan çocuğu için manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir. Görüleceği üzere, işçi kadının iş kazası geçirdiği sırada hamile olması durumunda kendisinin hayatını kaybetmesine rağmen çocuğun tam ve sağ olarak doğması halinde çocuğun işverenden manevi tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Çünkü yukarıda izah ettiğimiz üzere, çocuk ana rahminde düştüğü andan itibaren hak sahibi olur ancak bu hakkını tam ve sağ doğum sonrası kullanabilir.