İşçi ile işveren arasında günlük yaşamımızda meydana gelen ve hukuki boyutları olan birçok uyuşmazlık çıkmaktadır. Günümüzde işçi ile işveren arasında en çok görülen dava türleri işçi alacağı davası ve işe iade davasıdır. İşe iade davası işçinin tekrardan aynı iş yerinde çalışabilmesini imkân tanımaktadır.
İşveren işçinin sözleşmesini belirli sebepler feshedebilme hakkına sahiptir. Bununla birlikte işçinin dava hakkı doğmaktadır. Ancak işçi her durumda işe davası açamamaktadır. Haklı olarak feshedilen sözleşmeden dolayı işçi, işe iade davası açamayacaktır. Örneğin işçinin, işverene veya yakınlarına dair ettiği hakaret sonucunda iş akdinin feshedilmesinden dolayı işe iade davası açamayacaktır.
İş Kanunu işçiye, iş sözleşmesinin feshedilmesinden sonra işe iade dava açma hakkı tanımıştır. Ancak belirtmek gerekir ki işe iade davası için arabuluculuk şartı getiriliştir. Arabuluculuk dava şartıdır. İşe iade davasında 1 ay içerisinde dava açılmalı ve arabuluculuğa başvurulduğu takdirde zamanaşımı süresi duracaktır.
İş iade davaları basit yargılama usulüne tabi olmakla birlikte birçok delil hakkımız vardır. İşe iade davalarında en önemli delillerden bir tanesi tanıklardır. Yargıtay kararlarında bu hususla ilgili kararlar bulunmaktadır. Tanık beyanları mahkeme huzurunda dikkate alınacaktır. Ancak tanık beyanında bulunan kişinin işveren ile bir husumetinin olmaması gerekmektedir. Ayrıca altını çizmek isteriz ki tanık beyanında bulunan görgü tanığı olmak zorundadır. Sadece husumetli dava tanığının ve başka bir delilin olmadığı dava reddedilecektir ve işçi işe dönemeyecektir. Yargıtay kararların ” İşveren husumeti bulunan işçinin, başka bir işçi lehine iş davasında tanıklık etmesinde sakınca yoktur ancak tek başına husumetli tanık ifadesi dışında bir delil yoksa işçinin davası kabul edilmemelidir” ifadesi yer almaktadır.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2016/11264 K. 2017/7812 T. 4.5.2017 tarihli kararında ise ” Dava, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemine ilişkindir. Davacı işe iade davasının açılmasının önüne geçmek için hile ile geriye dönük fesih bildirimi imzalatıldığını belirtmiş bunun ispatı doğrultusunda tanık deliline dayanmış ve tanık listesi sunmuştur. Davacı irade fesadına dayandığından irade fesadı tanıkla ispatlanabilir. Mahkemece davacı tanıkları dinlenerek tebliğ tarihinin hangi tarih olduğu, hile yoluyla geriye dönük fesih bildirimi imzalatılıp imzalatılmadığının açıklığa kavuşturularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken belgeye karşı aksinin tanıkla ispatlanmayacağı şeklinde hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozma nedenidir.” hükmüne yer vermiştir. Bu karardan yola çıktığımızda ise tanık ifadelerinin ne kadar etkili olduğunu görebiliyoruz. Tanık beyanları husumet üzerine verilmediği sürece dikkate alınmaktadır.
Makalemizde işe iade davasında tanık beyanlarını ele aldık. Tanık beyanları her zaman dikkate alınacaktır. Ancak tanık beyanları husumet üzerine verilmemesi gerekmektedir. Tanık beyanlarının doğruluk üzerine olması mahkeme heyeti tarafında dikkate alınacaktır. İşe iade davasında arabuluculuk dava şartıdır göz ardı edilmemesi gerekir aksi takdirde dava reddedilecektir. Hukuki uyuşmazlıklarda bir uzman tarafından destek alınması her zaman önemlidir.