İşverenler ve işçiler arasında yaşanan hukuki uyuşmazlıkların en başında işveren tarafından gerçekleştirilen iş akdinin feshi olayları gelmektedir. Ülkemizde özellikle özel sektörde işverenlerin işçilere karşı iş akdini feshederken yaptığı haksız fesihler çoğu zaman mahkemelerde sonuçlanmakta ve genellikle işveren aleyhine olmaktadır. Bugünkü makalemizde işverenin, işçinin görev tanımına uymayan ek işleri yerine getirmemesi nedeniyle gerçekleştirilen feshin haksız olup olmadığını anlatacağız.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; çalışma koşullarında değişiklik yapıldığına dair sözleşmenin yazılı olması gerekmez. İşveren ve işçi arasındaki iş sözleşmelerinde işçinin yapacağı iş bellidir. Fakat iş koşullarındaki değişikliğin (işveren aleyhine esaslı değişikliğin) ispat yükü işçidedir. 4857 sayılı İş Kanunu, madde 22 ile özellikle de ikinci fıkrasında bu duruma açıklık getirir. İkinci fıkra çok açık bir şekilde ifade etmektedir ki, çalışma koşullarında yapılacak değişikliğin taraflar arasında anlaşması halinde olacağını belirtir. Fakat bu değişiklik, geçmişe etkili olacak şekilde yürürlük bulamaz.
İşçi ve işverenin anılan yasa hükmü ile anlaşmadığını varsayalım. Bu durumda işveren söz konusu çalışma koşullarındaki değişikliğin mantıklı ve geçerli bir nedene dayandığını veya iş akdini fesih etmek için farklı geçerli bir nedenin olduğunu yazılı şekilde açıklayarak ve fesih bildirimi sürelerine uyarak iş sözleşmesini feshedebilir. Böyle bir olayla karşılaşan işçi dava açma hakkına sahiptir.
Siz de İş Hukuku alanında uzman avukat kadromuza hukuki sorularınızı yöneltmek isterseniz sitedeki telefon numaramızdan ofisimizi arayabilirsiniz.