Boşanma durumunda tarafların birbirlerinden talep etmiş oldukları tazminat ve nafakanın kimin lehine hükmedileceği konusu kusur durumları gözetilerek belirlenecektir. Kusur durumlarının belirlenmesi konusunda başvurulacak kanun ise Türk Medeni Kanunu’dur.
Kusur; eşlerin evlilik birliği içerisinde tarafların birbirlerine karşı olan hak ve yükümlülüklerinin ihlal edilmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Türk Medeni Kanunu çerçevesinde düzenlenen kusur kavramı, derecelendirilmiş durumdadır. Bu dereceler; kusursuz, az kusurlu, eşit kusurlu ve tam kusurlu şeklindedir.
Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi kusurun varlığının en önemli sonucu boşanmanın ferilerine hükmedilip edilemeyeceği yönünden ortaya çıkar. Örneğin; boşanmada kusurlu olan taraf lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyecektir. Ayrıca boşanmada lehine nafaka hükmedilmesine karar verilen tarafın, diğer tarafa göre daha az kusurlu olması gerekmektedir.
Bugün ki makalemizde Yargıtay içtihatları doğrultusunda şekillenen ve tam kusur sayılan bir durum durumu ele alacağız. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/ 23295 E. ve 2018/ 9757 K. sayılı ilamı uyarınca; “Karısının işverenini arayarak, karısıyla ilişkisi olup olmadığını sorarak eşini çalışma hayatında küçük düşüren koca tam kusurludur.” Şeklinde hüküm kurmuş ve tam kusur sayılabilecek hallere bir yenisini daha eklemiş haldedir.
Siz de Aile Hukuku kaynaklı tüm sorularınız için internet sitemizde yer alan telefon numarasından bizleri arayarak alanında uzman avukatlarımızdan danışmanlık alabilirsiniz.