Ceza hukuku kurallarının uygulanması yönünden zaman büyük önem arz etmektedir. Ceza hukukunda temel prensip, yürürlüğe giren yeni bir kuralın, yürürlük tarihinden sonraki vakıalar için uygulanmasıdır. Yani ceza hukukunda kural, eylemin işlendiği tarihte yürürlükte olan yasanın derhal uygulanmasıdır.
Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesine göre, “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılmaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanmaz. Böyle bir ceza ve güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar” denilmiştir.
Mezkûr hüküm, temelde kanunilik ilkesinin kanunların zaman bakımından uygulanmasındaki görünümden ibarettir. Filvaki, bir fiil işlendiği vakitte ceza kanunlarınca bu fiil suç olarak sayılmıyorsa ve bu fiilin işlendiği tarihten sonraki bir değişik ile suç olarak sayılsa dahi cezalandırılmayacaktır.
Diğer tarafta ise geçmişte bir fiilin suç olması halinde daha sonrasında yürürlüğe girecek kural ile o fiil artık suç sayılmıyorsa, lehe olan kanun geriye yürüyeceğinden o fiil cezalandırılmaz.
Bu husus idari para cezaları açısından da geçerlidir. Yani fiilin işlendiği tarihte kabahat olarak düzenlenen bir husus daha sonraki bir kural ile kabahat olmaktan çıkarılırsa ve bu durum ilgilinin lehine olursa kural geçmişe yürüyecek ve cezalandırılmayacaktır.
Nitekim, Danıştay Vergi Daireleri Kurulu’ da 2020/1188 K. sayılı ilamı ile lehe olan ceza kurallarının geçmişe yürümesi ilkesinin idari para cezaları bakımından da geçerli olduğuna hükmederek bu konuda emsal bir karara imza atmıştır.