Yoksulluk nafakası, evlilik birliğinin sona ermesi ile eşlerle ilgili maddi sonuçlardan biri olup, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesinde: ‘’Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.’’ Şeklinde düzenlenmiştir.
Kanun maddesine baktığımızda, yoksulluk nafakasının esaslı noktaları olduğunu görmekteyiz. Yoksulluk nafakasının kaldırılması davasını anlayabilmek için öncelikle yoksulluk nafakası ve bu nafakanın esaslı noktalarını açıklamak faydalı olacaktır. Öncelikle eşler arasında bir boşanma davasının varlığı ve bu boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan bir tarafın varlığı gerekecektir. Yoksulluğa düşecek taraf eşlerden herhangi biri olabilir. Burada önemli nokta yoksulluk nafakasını talep edecek olan eşin, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğini ispat etmesi ve boşanma davasına sebep olan vakıalarda nafaka yükümlüsü olacak eşten kusurunun daha ağır olmaması şart koşulmuş olmakla birlikte, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmamaktadır. ‘’Yoksulluğa düşecek’’ kavramından ne anlaşılacağı kanun maddelerinde açıklanmamış olsa da Yargıtay’ın bu yöndeki şu kararı fikir sahibi olmak için yeterli olacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 gün ve 1998/2-656 E., 688 K.; 16.05.2007 gün ve 2007/2-275 E., 275 K.; 11.03.2009 gün ve 2009/2-73-118 sayılı kararlarında; “yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim” gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların “yoksul” kabul edilmesi gerektiği benimsenmiştir.
Yoksulluk nafakasının kaldırılması davasında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir.
Yargıtay Kararları ışığında; Asgari ücretle çalışıyor olmak yoksulluk nafakası yükümlüsü olmaya engel değildir.
Yoksulluk nafakasının toplu olarak hükmedildiği takdirde kaldırılması mümkün olmayacaktır. İrat şeklinde ödenmesine hükmedildiği takdirde kendiliğinden veyahut mahkeme kararıyla kaldırılabilecektir. Nafaka alacaklısı, yeniden evlenirse, nafaka alacaklısı veya borçlusu ölürse herhangi bir davaya gerek olmaksızın yoksulluk nafakası kendiliğinden kalkacaktır.
Nafaka alacaklısının, evlenme olmaksızın fiilen biriyle birlikte evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun daha sonradan ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi durumlarında ise yoksulluk nafakasının kaldırılması bir dava yoluyla talep edilebilecektir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının bir avukata danışarak ve terditli bir şekilde açılmasında fayda vardır. Yani dava dilekçesinde öncelik olarak yoksulluk nafakasının kaldırılmasının talep edilmesi ancak mahkeme aksi kanaatte ise azaltılması şeklinde yazılması daha sağlıklı olacaktır. Yoksulluk nafakasının kaldırılması uzmanlık gerektiren bir dava olup, avukat eşliğinde açılması hak kaybına yaşanmaması için isabetli olacaktır.
Boşanma kesinleştikten sonra nafaka yükümlüsü yoksulluğun kaldırılması veya azaltılması davasını her zaman açabilecektir. Ancak burada önemli olan husus, yukarıda bahsettiğimiz şartların oluşmaması halinde dava reddedilecektir. İspat külfeti ağır olan bir dava olması sebebiyle uzman avukatlar eşliğinde çözümlenmesi sağlıklı olacaktır. CK HUKUK Aile Hukuku alanında uzman avukat kadrosuyla hizmet vermektedir. İletişim sağlamanız halinde danışmanlık hizmeti verilerek yardımcı olunacaktır.