Eşlerin evlilik birliğine nokta koyarak boşanması halinde evlilik birliği içerisinde ödenen Bireysel Emeklilik Sigortası primleri edinilmiş mallara katkı olarak kabul edilir yani mal paylaşımına konu edilir. Eşlerin mal paylaşımında malın hangi mal grubuna ait olduğu çok önemlidir. Bireysel Emeklilik sonucu yapılan toplu ödeme ya da aralıklı maaş ödemelerinin de hangi mal grubundan sayılacağı, bireysel emeklilik için ödenen primlerin ait olduğu mal grubuna göre belirlenir.
Bireysel emeklilikte biriken para, primleri edinilmiş mal grubundan karşılanmışsa edinilmiş mal, kişisel mal grubundan karşılanmışsa eğer kişisel mal sayılacak ve ona göre bir paylaşım sürecine girilecektir.
4721 sayılı TMK’nun 222. maddesi hükmüne göre şöyle ki; belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Aynı Kanun’un 219/5. maddesine göre ise; edinilmiş malların yerine geçen değerler edinilmiş mal, 220/4. maddeye göre de, kişisel malların yerine geçen değerler de kişisel mal sayılır. Bu kanun hükümlerinden anlaşıldığı gibi bu hususlar kanun koyucunun kabul ettiği, mal rejiminin tasfiyesi davalarında ki ispat ve ikame kurallarıdır
YARGITAY 8. H.D E.2016/5647 K.2016/6710 ve 13.04.2016 tarihli kararında ‘‘Açıklanan bu kanuni düzenlemelere göre; bireysel emeklilik sonucu yapılan toplu ödeme ya da irat şeklindeki maaş ödemelerinin hangi mal grubundan sayılacağı, bireysel emeklilik için ödenen primlerin ait olduğu mal grubuna göre belirlenir. Bireysel emeklilikte biriken para, primleri edinilmiş mal grubundan karşılanmışsa edinilmiş mal, kişisel mal grubundan karşılanmışsa da kişisel mal sayılacaktır. Primlerin hangi eş tarafından veya hangi mal grubundan ödendiğinin kanıtlanamaması durumunda ise, az yukarı da açıklanan TMK’nun 222.maddesinin 2 ve 3.fıkraları göz önünde bulundurularak mal rejiminin tasfiyesi gerçekleştirilmelidir. Açıklamalar doğrultusunda tasfiyenin yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, prim ve emeklilik ödemelerine ilişkin belgeler bulunduğu yerlerden getirtilerek hüküm kurulurken göz önünde bulundurulmalıdır. Belirtilen ilke ve esaslara göre değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için ihtiyaç duyulması halinde konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Kural olarak mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerlenimle hesaba katılırlar (TMK. Md. 235/1). Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılır (TMK. Md. 228/1). Bu açıklamalara göre belirlenebilir beklemeceli hakların da mal rejiminin tasfiyesi sırasında göz önünde bulundurulması gerekir. Yargıtay’ın ve Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. Dava konusu yapılan bireysel emeklilik sisteminde biriken iştira bedelinin mal rejiminin sona erdiği tarihte belirlenmesi mümkün olduğu gibi sistemden çıkılmasını yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme de bulunmamaktadır.
İşbu kanun hükümleri ve Yargıtay Kararı ışığında Bireysel emeklilikte biriken paranın, primleri edinilmiş mal grubundan temin edilmişse edinilmiş mal, kişisel mal grubundan karşılanmışsa kişisel mal sayılacaktır. Mal paylaşımı anında bireysel emeklilik primini kendi kişisel malından ödediğini ve bu sebeple de boşandığı eşinin hak sahibi olmadığını iddia eden eş ispat külfeti altındadır. Bu iddiasını ispatlayamayan eş bireysel emeklilik primlerini edinilmiş mallarından sağladığı anlaşılacak ve buna göre bir paylaşım yapılacaktır. İşbu nedenle böyle bir iddiası olan eşin hak kaybına uğramaması için yani evlilik birliği içerisinde kendi kişisel mallarından primlerini ödeyen eşin bunu ispat etmesi zaruridir. Bu noktada hak kayıplarının önlenmesi amacıyla Aile Hukuku alanında uzman avukat kadromuzdan hukuki yardım alınması sizlerin lehine olacaktır.