İşçi – işveren ilişkileri ve hukuki uyuşmazlıkları Türkiye’deki yargı sistemi ve mahkemelerde görülen davaların oldukça büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Özellikle ülkemizdeki çalışma şartlarının ağırlığı, işçilerin uğradıkları mobbing, haksız fesihler gibi birçok sorun mahkemelere taşınmaktadır. Bu makalemizde sizlere işçinin ücretinden kesinti yapılması halinde haklı olarak iş akdini nasıl feshedebildiğini anlatmaya çalışacağız.
İş kanununu birçok maddesi ile işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisini düzenlemiş ve konumu gereği daha zayıf olan işçiyi işveren karşısında korumaya gayret göstermiştir. Bilindiği üzere işçi çalışmasının karşılığını nakit olarak sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde almaktadır. İş kanunu madde 22 ve 62 maddeleri uyarınca işçinin aldığı ücrette kesinti yapılması için işçinin yazılı olarak bu duruma onay vermesi gerekmektedir. Bu onay alınmadan yapılan her kesinti işçi lehine iş akdini haklı nedenle fesih edebilmesi hakkını doğurur. Zira işçi, sözleşmede kararlaştırılan ücretinin herhangi bir kesintiye uğramaksızın kendisine ödenmesi konusunda irade beyanı ortaya koymuştur.
Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2017/13109 E. 2019/22523 K. sayılı ilamında açıkça; ‘’ücret eksiltmelerinin iş sözleşmesinde belirtilen iş haklarının esaslı şekilde değiştirilmesi anlamına geleceğinden, işçinin yazılı oluru alınmadan yapılan maaş kesintilerinin işçiye haklı nedenle fesih hakkı doğuracağından söz konusu kararın BOZULMASI’’ şeklinde emsal bir karara imza atmıştır.
İş hukuku gibi kapsamlı ve Yargıtay tarafından zaman zaman görüş değişikliğine gidilen bir hukuk dalında dava açmak ancak ve ancak hukuki bir yardım alarak mümkün olmaktadır. Zira aksi halde, ezbere yazılan bir dilekçe ile işçi mağdur olacak ve tazminat haklarından mahrum kaldığı gibi işverene yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerini ödemek zorunda kalacaktır.
Siz de hukuk büromuz ile irtibat kurarak tazminatlarını tahsil eden yüzlerce işçimiz arasına katılabilir ve bu konuda başınızın ağrımasına engel olabilirsiniz.