Bir kişinin uğradığı bir zarar, o kişinin hayatında huzursuzluğa sebep olmuş ve kişiye elem, keder ve üzüntü vermekte ve manevi değerlerine yönelikse; işbu zararın konusu manevi olarak nitelendirilir. Kişilik hakkını oluşturan birtakım manevi değerlere karşı gerçekleştirilen saldırı ve bunların hukuka aykırı bir şekilde zarar görmesinin hukuki sonucu manevi zarardır. Kanun koyucu manevi zararın kişilerde meydana getirdiği elem, ıstırap, keder ve üzüntüyü bir nebze de olsun hafifletebilmek adına manevi tazminat kurumunu düzenlemiştir.
Manevi tazminat, maddi bir zararın tazminini giderme amacı taşımaz. Bu tazminatın amacı; kişilik hakkı saldırıya uğrayan kişinin manevi zararını, çektiği üzüntüyü ve uğradığı ruhsal sarsıntıyı gidermeye yardımcı olacak ruhsal tatmin yoludur. Manevi tazminatın amacı, kişilik hakları saldırıya uğrayan kişiyi sadece rahatlatmak değildir. Aynı zamanda zarar vereni de, dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyici ve caydırıcı olmak zorundadır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/11541 E., 2017/886 K. sayılı ilamına konu olan somut olayda; evden altınların çalınmasından gelinini sorumlu tutup, yaşadıkları muhitte bunun dedikodusunu yapan kayınvalidenin manevi tazminat ödemesi gerektiğine hükmetmiştir. Kayınvalidenin gelinini hırsızlıkla itham ettiği ve etrafta bu şekilde dedikodu yaparak gelinin kişilik haklarına ve manevi değerlerine zarar verdiğini belirtmiştir.
Görüleceği üzere, bir kişinin dedikodusunu yaparak suçlama o kişinin kişilik haklarına saldırı niteliği taşımaktadır. Dolayısıyla da manevi değerleri zarar gören kişinin manevi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır.